Kadınların Emeklilik Süreci ve Karşılaştığı Sorunlar
Türkiye’de kadınların emeklilik süreci, sosyal güvenlik sisteminde en zorlu alanlardan biri olarak devam etmektedir. Kadınlar, sigorta başlangıcında ve iş hayatları boyunca erkeklere kıyasla çeşitli engellerle karşı karşıya kalmaktadır. Dünya Gazetesi yazarı Özgür Erdursun’un köşe yazısına göre, kadınların emeklilikte karşılaştığı sorunları şu ana başlıklar altında ele almak mümkündür: sigorta başlangıcının gecikmesi, doğum borçlanması sınırlamaları ve istihdam sürekliliğinde yaşanan kopukluklar.
Erdursun’un yazısına göre, pek çok kadın fiilen çalışmaya başlamasına rağmen sigorta tescilinin geç yapıldığı durumlarla karşı karşıyadır. Özellikle 1990’lı ve 2000’li yıllarda, kadınların evde veya kayıt dışı işlerde çalıştırılması, emeklilik haklarına ulaşmalarını ya geciktirmekte ya da tamamen engellemektedir. İlk sigorta girişi, emeklilik şartlarının belirlenmesinde önemli bir tarih olmasına rağmen, kadınlar için sıkıntı yaratan bir konu haline gelmiştir.
Doğum Borçlanması
1 Ekim 2008’de yapılan düzenleme ile kadınlara, doğumdan sonra çalışmadıkları süreleri borçlanarak prim kazanma hakkı tanınmıştır. Ancak bu haktan yararlanabilmek için doğumdan önce sigortalı olma şartı getirilmiştir. Bu durum, doğurganlık yaşını ve işe başlama tarihini örtüştürmeyen kadınlar için büyük bir adaletsizlik yaratmaktadır.
Üç çocuk için toplamda 2.160 güne kadar borçlanma hakkı verilse de, çoğu kadın için hala bu haktan yararlanmak mümkün olmamaktadır. Bu durum, sosyal devlet ilkesiyle çelişmektedir ve “doğur ama borçlanma hakkından yararlanma” durumunu ortaya çıkarmaktadır.
Kadınların Emeklilikte Karşılaştığı Gizli Engeller
Kadınların emeklilik yolculuğunda karşılaştığı önemli bir diğer engel de iş gücüne kesintisiz katılamamalarıdır. Çocuk bakımı, yaşlı yakınlarına bakım ve ev işleri gibi toplumsal sorumluluklar nedeniyle kadınlar iş hayatında ara vermek zorunda kalmaktadır. Bu durum, prim birikimini sekteye uğratmakta ve doğum borçlanması gibi hakların yetersiz kalmasına neden olmaktadır.
Özellikle özel sektörde çalışan kadınlar için doğum sonrası işten ayrılmaları, yarı zamanlı çalışma seçenekleri veya düşük primle çalıştırılmaları yaygındır. Sonuç olarak, kadınlar aynı yaşta işe başlamış erkeklere göre daha geç emekli olabilmektedir.
Çözüm Önerileri
Özgür Erdursun’a göre, bu eşitsizliklerin giderilmesi için yapısal reformlara ihtiyaç vardır. Erdursun’un önerileri arasında şunlar bulunmaktadır:
- Doğumdan önce sigortalı olma şartı kaldırılmalı, her kadın doğum borçlanmasından yararlanabilmelidir.
- Kadınların erken yaşta sigortalı hale gelmelerini teşvik eden sosyal politikalar geliştirilmelidir (kreş desteği, esnek sigortalı modeller vb.).
- Kayıt dışı çalışmış kadınlara geriye dönük sigorta hakları ve prim teşvikleri sağlanmalıdır.
- Kadınların çalışma hayatında verdikleri ara süreler, “bakım süresi” gibi özel statüyle emeklilik sürecine sayılmalıdır.
Emeklilik Rakamlarında Eşitsizlik
Yazıda ayrıca, kadınların sigorta başlangıç tarihlerine göre emekli olabilecekleri koşullar özetlenmiştir:
8 Eylül 1999 tarihine kadar sigorta girişi olanlar, daha az prim ve daha erken yaşla emekli olabilirler. Ancak bu tarihten sonra sigortalı olanlar için prim günü ve yaş şartı ciddi şekilde artmaktadır. SSK ve Bağ-Kur kapsamındaki kadınlar arasında da emeklilik şartlarında farklılıklar bulunmaktadır.
Kadınların emeklilik süreci, sadece bireysel bir planlama olmamalıdır; aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği, sosyal adalet ve sosyal güvenlik hakkı meselesi olarak ele alınmalıdır. Özgür Erdursun’un vurguladığı gibi, kadınlara “emekli ol” diyebilmek için önce çalışma ve sigortalama haklarını eşit bir şekilde sunmak gerekmektedir.