Kilitli kapıların ardındaki inanılmaz detaylar | O yemekler neden yasak? ‘Tatsız tuzsuz makarnalar, su gibi soslar…’

“`html

Vatikan’da Papa Seçim Süreci Başladı

Gözlerin çevrildiği yer Vatikan, Katolik Kilisesi’nin kalbidir. Papa Francis’in nisan ayında hayatını kaybetmesinin ardından boşalan papalık koltuğu için yeni lider seçimi, dün itibarıyla konklavda başladı.

133 kardinal, dünyanın farklı köşelerinden temsilciler olarak Sistine Şapeli’nde toplanarak yeni papayı belirlemek amacıyla oylama gerçekleştiriyor.

Vatikan’da gerçekleştirilen oylama sonuçları, dün akşam ve bu sabah siyah dumanla ilan edildi. Son yıllar içinde düzenlenen konklavlar genellikle ortalama 3 gün sürerken, modern dönemde en uzun süreni 5 gün olarak kaydedildi. 2013 yılında Papa Francis’in seçildiği konklav ise sadece 2 günde tamamlanmıştı.

Böylesine tarihi ve görkemli bir mekânda gerçekleşen bu seçim, burada bulunan her şeyin “Tanrı’nın herkesi yargılayacağı” gerçeğini hatırlatmasından kaynaklandığı ifade ediliyor.

Konklav Beklentisi

Papalık seçimindeki beyaz dumanı bekleyen milyonlarca insan var.

Bunun yanı sıra, kardinal delegeleri konklav sürecinde, Papa 2. Jean Paul döneminde inşa edilen Azize Martha’nın Evi’nde konaklıyor. İlginçtir ki Sistine Şapeli’nin ihtişamıyla karşılaştırıldığında, Azize Martha’nın Evi daha mütevazı bir atmosfere sahip.

Papalık seçimlerinin Sistine Şapeli’nde yapılması geleneği, 1878 tarihine kadar uzanıyor. Siyah dumanın sonuçsuzluğu temsil etmesi ve beyaz dumanın yeni papayı ilan etmesi geleneği de bu tarihten itibaren başlamıştır.

KARDİNALLER YEMEKLERDEN ŞİKAYETTE BULUNUYOR

The New York Post’un haberine göre, Azize Martha’nın Evi’nin kafeteryasında yemekte sunulan besinler oldukça sade. Kardinallere, aralarından basit bir spagetti, haşlanmış sebzeler, fasulye, soğan ve havuçla hazırlanan minestrone çorbası gibi yemekler sunuluyor.

Kardinal Mauro Piacenza, bu basit yemekleri “bir tren istasyonundaki kafede bulabileceğiniz yemeklerle” kıyasladı. (Piacenza, İtalyan mutfağının öne çıkan pesto sosunun doğduğu bölge olan Emilia-Romagna’dan bir kardinaldir.)

Diğer bir İtalyan kardinal olan Gianfranco Ravasi, “Yemekler pek de lezzetli değil” yorumunu yaparken, bazı kardinal din adamları ise yemeklerin “tatsız tuzsuz makarnalar” ve “su gibi soslar” olduğunu belirttiler.

Hatırlarsak, mütevazılığı simgeleyen Papa Francis, papalık döneminde lüks apartmanlar yerine Azize Martha’nın Evi’nde kalmayı tercih etmişti. Bu yüzden, burada sunulan yemeklerin basitliği, Francis’in mütevazılık vurgusu ile ilişkilendirilebilir.

Yemek Servisi

YEMEKLERDE GİZLİLİK KURALI

İngilizcede “anahtarla kapalı” anlamındaki “cum clave” terimiyle tanımlanan konklav süresince, gizlilik ön planda tutuluyor. Kardinaller, Vatikan’ın dışına çıkamıyor ve herhangi bir iletişim aracı kullanmaları yasak. Ayrıca, Vatikan çevresinde devreye alınan sinyal bozucu cihazlar ile cep telefonları dahi çalışmamaktadır.

Gizliliği ihlal edenlerin kiliseden aforoz edilme riski bulunuyor. Kardinallere sunulan yemekler de dış dünyayla iletişim kurma imkanı verecek yiyecekleri içermemesi için büyük bir titizlikle denetleniyor.

Bunun sonucunda, konklav süresince tüm tavuk, içi doldurulmuş ravioli, kapalı turtalar ve rigatoni gibi bazı lezzetlerin tüketimi yasaklanıyor; zira bu yiyeceklerin iç yapısına gizli iletişim cihazlarının yerleştirilebileceğinden endişe ediliyor.

Gizlilik Kuralları

YEMEKLERİ RAHIBELER HAZIRLIYOR

Kardinallere servis edilen tüm yemekler, Azize Martha’nın Evi’ndeki rahibeler tarafından hazırlanmaktadır. Bu rahibeler, konklav dönemi için özel olarak Vatikan’a katılıp gizlilik yemini etmiştir.

Yemeklerle ilgili hassasiyetin sebepleri, papalığın tarihi süreçlerde iktidar ilişkileri ile bağlantılı olduğundan kaynaklanır. O yıllarda seçim dönemlerinde kardinallerin dış dünya ile iletişimleri önlemeleri gerektiği anlaşılmıştır.

Geçmişte papalık seçimlerinin, sadece kilise tarafından değil devletler tarafından da büyük bir önem taşıdığı düşünülüyordu. Örneğin, tarihçi Frederic J. Baumgartner’ın “Kilitli Kapılar Ardında: Papalık Seçimleri Tarihi” adlı eserinde belirtildiği gibi, 1549’da kardinallerin toplanmasında Kutsal Roma İmparatoru Charles’ün din adamlarına, “Avrupa’nın en güçlü adamının onların tuvalet ihtiyacını bile takip edebileceği” şeklinde bir bilgi göndermişti.

Papalık seçimleri açısından çok önemli olan 10. Gregorius’un, kardinallerin beslenmesi ile ilgili düzenlemeleri 1274 yılında aldığı kararlarla belirlenmiştir. Bu kurallara, yalnızca şeffaf bardak ve fincanların kullanılması, tüm peçetelerin ve çöplerin titizlikle incelenmesi gibi detaylar da dahildir.

BBC’nin bildirdiğine göre, bu düzenlemelerin arkasındaki asıl sebep, seçim dönemindeki siyasi gerginlikler sonucunda kardinallerin zehirlenme korkusunun önüne geçmek isteği olmuştur.

Papalık Seçimleri

KARDİNALLERİ KONFORDAN MAHRUM BIRAKMAK HEDEFİ

Yiyeceklerin basitliği, konklav sürecinin hızlandırılması adına da bir araç olarak düşünülmüştür. Konklavların uzun sürmesini istemeyen papa, kardinallerin rahatsız koşullarda kalmasının karar vermelerini kolaylaştıracağını öngörmüştür.

Hazırlanan yemekler, Vatikan muhafızları tarafından iki kez kontrol edildikten sonra, duvara yerleştirilmiş bir döner dolapla konklavın yapıldığı salona ulaştırılmaktaydı.

Sistine Şapeli’nin konklav merkezi olarak belirlenmesinin ardından kardinaller, daha önce Alexander döneminde kullanılan oldukça sade bir mekânda kalmaya başlamışlardır. Burada, kardinaller 5-6 kişilik gruplar halinde çok da rahat olmayan odalarda barınmakta, kişisel alanlarını perdelerle ayırmak zorundaydılar. Banyoların sınırlı olması nedeniyle kardinallerin yataklarının yanına ahşap lazımlıklar yerleştirilmişti. 6. Alexander’ın apartmanına da dahil olan Vatikan Müzeleri’nin yöneticisi Luciano Gagliano, bu ortamın “Ortasında delik olan bir koltuk” olarak tarif edileceğini belirtiyor. O sırada Sistine Şapeli’nde oy kullanan kardinaller, temizlik için odalara gelen personelle karşılaşıyordu. Bu düzen, 1978 yılına kadar devam etti ve bu yıl içinde yapılan konklavda kısa bir süre içerisinde seçilen 1. Jean Paul, sonrasında tekrar seçilmek zorunda kaldı. O dönemde seçilen Polonyalı kardinal Karol Jozef Wojtyla, bu koşullardan oldukça rahatsız olmuştu. Gagliano, Polonyalı papanın göreve geldikten sonraki ilk icraatlardan birinin, kardinallere özel bir misafirhane inşa ettirmek olduğunu belirtiyor. Bu yeni misafirhane, Domus Sanctae Marthae yani Azize Martha’nın Evi olarak anılmaktadır.

“`

Related Posts

Trump, çelik ve alüminyum tarifelerinin yüzde 50’ye çıkarılmasına dair kararnameyi imzaladı

Trump, çelik ve alüminyum tarifelerinin yüzde 50’ye çıkarılmasına dair kararnameyi imzaladı

Rusya, Ukrayna’da bir yerleşim yerini daha ele geçirdiğini duyurdu

Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’daki Andreyevka yerleşim birimini ele geçirdiklerini duyurdu. Açıklamada, ayrıca son 24 saatte Ukrayna’ya ait 199 insansız hava aracının vurulduğu bildirildi. 

‘Soyadımız Türkiye’ sloganı Erdoğan’ın afişinde: Sözün sahibi Ahmet Özer cezaevinde!

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) ait reklam panolarından kaldırılan Ekrem İmamoğlu afişlerinin yerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın afişleri yerleştirildi. Afişlerde yer alan “Adımız kardeşlik, soyadımız Türkiye” sloganının 30 Ekim’de tutuklanan ve görevden alınarak yerine kayyum atanan CHP’nin Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’e ait olduğu ortaya çıktı.

CHP’li belediyelere yönelik gözaltı görüntülerine AKP’li isimden itiraz geldi

CHP’li belediyelere yönelik 5.dalga operasyonda gözaltına alınan 38 kişinin sağlık kontrolleri için sevk edildikleri anlara ait görüntüler tepkilere neden olurken bir itiraz da AKP’li milletvekili Şamil Tayyar’dan geldi.

Game of Thrones oyuncusu yardım gemisiyle Gazze’ye gidiyor

Gazze’ye insani yardım ulaştırma hedefiyle yola çıkan Özgürlük Filosu Koalisyonu’nun (Freedom Flotilla Coalition-FFC) yeni gemisi “Madleen”, İtalya’nın Katanya limanından hareket etti. Gemide Game of Thrones oyuncusu Liam Cunningham da bulunuyor.

Suudi Arabistan ve Suriye içişleri bakanları işbirliğini güçlendirmeyi görüştü

Suudi Arabistan İçişleri Bakanı bin Suud, yaptığı sosyal medya açıklamasında Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab ile Suriye halkının istikrar ve güvenliğini sağlamaya katkıda bulunmak amacıyla görüşme gerçekleştirdiğini belirtti.